5 Şubat 2011 Cumartesi

GESİ BÖLGESİ TARİHİ VE TURİSTİK YERLERİ

Hamam Güney Mahalle ÜÇHAVUZLAR caddesi üzerinde olup halen kullanılmamakta ve harap vaziyettedir.Eser'in ne zaman ve kimin tarafından inşaa edildiği bilinmemektedir.
      Tek hamam olarak inşaa edilen eser eyvansız ve halvetsiz küçük bir taşra hamamıdır.Hamam batıdan doğuya doğru,bir ön mekan,soyunmalık,sıcaklık,sıcaklığın güneybatısında tuvalet ve traşlık ile kuzeydoğu yönündeki su deposu ve külhandan oluşmaktadır.Ön mekanın üzeri ahşap,soyunma ve sıcaklık mekanlarının üzeri kubbe,su deposunun üzeri beşik tonoz,külhan ve tuvaletlerin üzeri düz damdır.Hamamın yapımında kaba yonu ve moloz taş malzeme kullanılmıştır.


KUŞ EVLERİ(GÜVERCİNLİKLER)
Mimarimizde ayrı bir yeri olan Kuş Köşkleri,Kayseri'nin yakın çevresi olan GESİ'de ve bağlı olarak Darsıyak,Nize,Efkere köylerinde çok farklı bir şekilde ortaya çıkar.
      Ağırlık olarak Darsıyak yöresinde yoğunlaşan bu yapılara halk arasında KUŞLUK veya GÜVERCİNLİK adı verilir.Güvercinliklere mekan olarak Gesi'de,Efkere,Nize ve Darsıyak'ta tepelerin yamaçları ve yüksek alanlar seçilmiştir.

KALE
Halk arasında Kale olarak bilinen mevkii,Kale Böğrü adı verilen tepenin üzerinde bulunan Bizans dönemine ait savunma amaçlı Kale kalıntılarından dolayı bu adla anılmaktadır.
Kale'nin üzerine inşaa edildiği tepenin bulunduğu konumu dört bir taraftan gözleme amacına son derece uygun olması,bu alanın seçilmesinde etkili olmuştur.
Günümüzde kaleden temel ve duvar kalıntıları dışında hiç  bir şey kalmamıştır
MAGARALAR
Gesi de mağaralar daha çok bulundukları tepelerin kuytu,korunaklı ve kayalık yamaçlarında karşımıza çıkarlar.Derindere olarak adlandırılan mevkiinin doğu yönünü çevreleyen tepenin kayalık yamaçlarında çok sayıda mağara ve inle karşılaşırız.Güneye bakan bu mağara ve inler özellikle barınma ve saklanma amacına yönelik yerleşim izlerini taşırlar.Aynı zamanda Gesi'nin tarihinin neolitik dönemlere kadar indiğine tanıklık ederler.
      Bu tip mağara ve inlerin yoğun şekilde yer aldığı diğer bir alan da Aşağıdere olarak bilinen mevkiinin doğu yönündeki tepenin yamaçların da yer alırlar.
      Mağaralar Kale Böğrü tepesinin batı yamaçlarında daha farklı işlevler kazanmış olarak  kendilerini gösterirler.Burada yer alan mağaralar Dini amaçlara yönelik Kaya Kiliselerdir.Bir çoğun da Apsis ve oturma alanları hala ayaktadır.İsa ve havarilerini konu alan İncil den sahnelerin betimlendiği duvar Freskleri ise bilinçsizce tahrip edilmiş olmalarına rağmen,yer yer renk ve biçimlerini sezdirmektedirler.
HAMAMLAR
      Güvercinliklerde iki şekilde yapılanma görürüz
  1. Bu tipin önü kare,arka tarafı daireseldir.
  2. Bu tip ise kare planlıdır.
      Birinci tip Güvercinliklerde moloz taş kullanılır ken,ikinci tip kare planlı olanlarda sal adı verilen dik dörtgen taşlar ana malzemedir.Her iki tiptede Burç adı verilen kısımda sal taşlar ;kare gövdeli olan tipte kade meli,dairesel tipte ise enine dizilişte kullanılmıştır.      Güvercinliklere kuşların girişi,üst kısımda yer a lan ağız'dan sağlanmış,insanların girişi için ön cephenin ilerisinde tünel şeklinde girişler yapılmıştır.Tünel şeklin de olan bu girişler zeminin altında kalan kare şeklin de ki odalara bağlantıyı sağlamaktadır.Bu odaların duvarları TAKA olarak adlandırılan oyuklarla doludur , takalar güvercinlerin yumurtlama ve barınmasında kullanılmakta dır.      Güvercinliklerin yapılış amacı hayvanın etinden , gübresinden yararlanmaktır.Ayrıca buralardan elde edi len gübrelerden İstiklal savaşı yıllarında barut imalinde yararlanılmıştır.      Güvercinliklerin sağlam yapıları ve ıssız yamaç larda ki gizemli görünümlerinden ise etkilenmemek müm kün değildir
KİLİSELER
Geçmişte Gesi bağlı bulunduğu Kayseri merkezinde olduğu gibi,farklı dinlerle mezheplerin harmanlandığı bir kültür mozayiği oluşturur.Farklı etnik köken ve dinlere mensup Gesi halkı,uzun bir süre birbirlerinden etkilenerek barış ve uyum içinde yaşamışlardır.      Cumhuriyet döneminin ilk yılları da dahil olmak üzere Rum,Ermeni ve Türkler hem ayrı ayrı hem de aynı mahallelerde birlikte yaşamışlardır.
      Böyle bir Sosyal ortamın doğal sonucu olarak ta Kilise ve Camiiler yan yana yer almışlardır.Bu bağlamda Gesi ve çevresinde biri tamamen yok olmuş dört önemli Kilise ile karşılaşmaktayız.

  • SURP GARABET MANASTIRI
      Ermenilere aittir ve EFKERE BÜYÜK MANASTIRI adıyla da anılır.Düzgün kesme taştan yapılmış,haçvari planlı yapının zemini renkli mozayıklarla kaplıdır.Garabed Manastırı'nın en önemli özelliği,dini ayin ve ibadet merkezliği yapmasının yanında,büyük bir eğitim ve öğretim kurumu olma işlevini de üstlenmesidir.
      Döneminin en önemli din adamları,piskoposlar burada eğitim görüp mühim görevlere atanmışlardır.Bu manastır Hıristiyanların merkezi bir okuludur.Bu manastırın maalesef şu anda tamamına yakını yok olmuş vaziyettedir.
  • SURP DANİEL MANASTIRI
      Ermenilere ait olan bu yapı da Hıristiyanların önemli bir ibadet mekanıdır.Daniel Manastırı özellikle Bala-Gesi(Belasi) sakinlerinin ibadetleri için inşa edilmiştir.
      Düzgün kesme taştan yapılmış,özenli taş işçiliği ve bitkisel süslemeleri ile dikkati çeken yapının kapısı kapalıdır.Orta bölümü kapatan yüksek kasnaklı kubbe yıkık durumdadır.Yuvarlak kemerli üçlü pencerelerden göründüğü kadarı ile iç duvarlar sıva ile kaplı olup üzerleri İsa ve Meryem tasvirleri ile süslüdür.Giriş kapısının üzerinde de üçgen şeklin de alınlık yükselmektedir.
      Bu manastır da bir kısmı tahrip edilmesine rağmen büyük bir kısmı ile ayakta durmaktadır ama bir çoğunda olduğu gibi bakımsız durumdadır.
  • YANARTAŞ RUM KİLİSESİ
      Gesi'nin DARSİYAK (Kayabağ) köyünde yüksekçe bir tepeye inşa edilmiştir.Rumlara ait merkezi planlı bir yapıdır.Kilise'nin dış çevresini büyük bir kısmı yıkılmış olan ihata duvarı kuşatır.Bu duvar da büyük bir kapı şeklinde ana giriş mevcuttur.Kilisenin ibadet mekanına esas giriş batı yönündedir.Yuvarlak kemerlerle bağlanan altı kolonun taşıdığı tonozlu,kemerli revak kısmından sonra dikdörtgen şeklinde bir kapı ile kilisenin içine girilir.Revakların üzerinde de üçgen şeklinde alınlık yer alır.
      Kilise'nin içinde altı sütun bulunur.Bunların dört tanesi merkezi kubbeyi taşımak amacı ile inşa edilmiştir.Ancak kubbe'nin üzeri yıkılmıştır.Yapının iç dekorasyonu sıva üzerine yapılmıştır.Dekor da İsa,Meryem ve Melek figürleri kullanılmıştır.Kilise'nin dış cephesinden de görüldüğü gibi yapı düz atkılı,iki katlı pencere sistemi ile aydınlatılmıştır.
      Bu Kiliseye ismini veren yanartaş dönemin kilise papazı tarafından Hıristiyan halktan toplanan paralarla Rusya'dan getirtilmiştir.Son derece değerli olan yaklaşık iki insan boyundaki bu taş,üçgen alınlığın üst kısmında yer almakta olup,özellikle geceleri ay ışığının yansıması ile köy üzerine değişik ışıklar saçmakta imiş.Köyün yaşlı insanlarının kendi büyüklerinden dinleyerek ilettikleri bu öyküye göre Rumlar nüfus mübadelesi sırasında giderken bu taşı da söküp götürmüşlerdir.Taşın elips şeklinde ki oyuğu yapı üzerinde görülmektedir.Yanartaş Rum kilisesi'nin malzemesi düzgün kesme taş ve demirdir.Yapının bağlantı yerlerinde,çatısında,kemer aralarında demir büyük bir teknik ustalıkla kullanılmıştır.Bu kilise'nin yapım tarihi 1837 dir.
      Gesi de ki kiliseler nüfus mübadelesi sırasında yıkılmış,ayakta kalanlar ise yok olmaya yüz tutmuştur.Rumlar için geçerli olan bu durum,Ermenilerinde göç etmesi ile onlara ait kiliseleri de aynı duruma düşürmüştür.

      Bir zamanlar barış ve uyum içinde yaşayan ve birbirinden kültürel olarak etkilenen toplumların ürünü olan bu değerler bakımsızlık,talan ve ilgisizliğe rağmen hala kurtarılmayı beklemektedir   
 
Bilgiler Merhume Işık Füsun ÖZKUL'dan Alınmıştır

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İzleyiciler